Kayıtlar

Osman Hamdi Bey Eserlerinden Oluşan Bir Video

Resim
Çok yönlü bir Osmanlı aydını olan Osman Hamdi Bey, 1856’da Mekteb-i Maarif-i Adliye’de öğrenime başladı. Bu dönemde resme ilgi duydu ve çok sayıda karakalem denemeler yaptı. 1860 mart ayında hukuk öğrenimi için Paris’e gönderildi. Paris’te bir süre hukuk eğitimine devam eden sanatçı daha sonra resim ve arkeoloji eğitimini tercih ederek Paris Güzel Sanatlar Okulu’na kayıt oldu. ABONE OL► https://goo.gl/r4xn1o

Sanat Teorisi Üzerine - Salih Seçkin Sevinç

Resim
Sanat Teorisi Üzerine - Salih Seçkin Sevinç Sanatta teori üzerine söz etmek için önce kadim yaklaşımlara bakmak gerekecek. Sokrates “Sanat taklittir.” dediğinde taklitin sanat için gerekli olduğu kavramı anlaşılabileceği gibi, bu teorinin bir şeyin taklidi olmadan yapılan sanat eserlerinin sanat olmayacağı sonucuna da ulaşılabilir. İlk yargım “Sokrates”in sözüne daha iyimser ve mantıksal bir yaklaşımdır. Taklitten kasıt gerçek dünya nesnelerinin taklitleridir. Ancak o zamanın başka bir filozofu ve Sokrates’in öğrencisi olan Platon, formların kesin gerçek olduğuna inanıyordu. Platon için sanat bir taklit, gerçek dünya nesnelerinin bir taklidiydi. Oysa formlar gerçek dünya nesnelerinden daha değerliydi. (Çünkü onlar ölümsüz, değişmez ve haklarında gerçeğin bilinebileceği nesnelerdi. Bir matematikçi içinde 1 rakamı doğada hiç varlığı olmadığı halde gerçek birşey, matematiksel bir nesnedir.) Bu nedenle Platon taklidi bir kusur olarak görüyordu ve taklit olarak sanat Platon’un g

Edvard Munch çığlık tablosu artık müzesinde

Resim
Edvard Munch çığlık tablosu artık müzesinde Edvard Munch çığlık tablosu müzesine geri döndü. Başkent Oslo’daki Munch Müzesi, çalındıktan sonra 2006 Ağustosunda yıpranmış halde bulunan ve uzmanlarca yeniden onarılan 1910 yapımı tablo için güvenlik önlemlerinin bu kez daha sıkı alındığını kaydetti. Müze, 26 Eylül’e kadar sürecek sergide, “Çığlık”ın yanı sıra sanatçının diğeriyle birlikte çalındıktan sonra bulunan “Madonna” adlı eserini de sergiliyor. Modern dışavurumcu akımda büyük rol oynayan ve 1944 yılında 80 yaşında hayatını kaybeden Munch’ın “Çığlık” tablosu, dünyanın en tanınmış eserleri arasında yer alıyor. Sanatçının “Madonna” adlı toblosu da hastalık, ölüm, heyecan ve aşkın ana temalarının yer aldığı yaşam serisinin bir örneğini oluşturuyor. Norveç’teki müzeden 2004’te iki tabloyu çalan 3 hırsız, mahkemece 6 ile 10 yıl arasında değişen hapis cezalarına çarptırılmıştı.

Juno Yalnız bireyin halleri filmi

Resim
Juno Yalnız bireyin halleri 2007 yapımı Jason Reitman’ın yönettiği Juno Yalnız bireyin halleri filminin konusu; 16 yaşındaki bir liseli kızın (Juno – Ellen Page) hamile kalması, sonrasında da çocuğu doğurmayı tercih etmesi üzerine başına gelen olaylar diye özetlenebilir. Konuyu böyle tek cümlede okuyunca, dramatik bir film izleyeceğinizi sanmayın. Onun, başına gelenlere gayet gamsız bir halde yaklaşımı, babasının medeni (ya da geniş mi demeliyim, karar veremedim) duruşu ve genç anne adayımızın çocuğunu hiç görmeden, herhangi bir ilişkiye girmeden bir aileye evlatlık verme planı.. Bunlar, filmin üslubu ne kadar kaçınılmaz gerçeklerin nisbeten komik ve eğlenceli bir dille anlatılması üzerine kurulu olsa da, vaad edilen hayatın insanı ne kadar yalnızlaştırdığını veya duygularından arındırdığını düşündürüyor. Kızımız küçükken anne-babası ayrılmış ve başkalarıyla evlenmişler ve şimdi üvey annesi ve babasıyla yaşıyor. Öz annesi kim bilir nerelerde yeni kocasından olan 3 çocuğuyla yaşıyo

Lost in Translation Bir Konuşabilse filmi üzerine

Resim
Lost in Translation Bir Konuşabilse filmi üzerine Lost in Translation Francis Ford Coppola’nın kızı Sophia Coppola’nın ilk yönetmenlik denemesi. 2003 yapımı bu film, belki de genç ve taze bir yönetmenin ‘yeni’ sayılabilecek bakış açısıyla, sizi sıkmadan ve zaten görüp izlediğiniz olayları tekrar eden manasız konuşmalar içermiyor. Bob Harris (Bill Murray), ünlü bir Amerikalı aktördür, Japonya’ya bir viski reklamının çekimi için gelmiştir. Kendisi sıkılgan ve gıcık bir tip izlenimi vermektedir. Charlotte (Scarlett Johansson) ise, fotoğrafçı kocasıyla yeni evlenmiş, ‘ben ne yapıyorum bu adamla?’ tadında inceden evlilik sorgulamalarına girişmiş ve kocasının işi dolayısıyla o da Japonya’ya gelmiş, Bob Harris ile aynı otelde kalmaktadır. Bob’un yaşamakta olduğu sıkıcı durumlarla, Charlotte’nin kendisine otelde uygun bir uğraş bulamayışı, ikiliyi bir araya getiriyor. Güzel güzel arkadaşlık ediyorlar. Çekimlerden arta kalan zamanlarda Bob, hemen Charlotte ile geçirecek vakit buluyor ken

Hans von Aachen | Baküs Ceres ve Cupid tablosu

Resim
Hans von Aachen | Baküs Ceres ve Cupid tablosu Hans von Aachen Bacchus Ceres Cupid tablosu yapılış tarihi 1600 Teknik: Panel üzeri yağlıboya Orijinal Boyut: 163 x 113 cm Yer: Kunsthistorisches Museum,Viyana Eserde, Yunan mitolojisinin önemli figürlerinden olan doğanın yenileyicisi ve yaşamın simgesi olan şarap, coşku Tanrısı Baküs, namus ve yasa koyucu tanrıça Ceres ve aşk tanrısı Cupid tasvir edilmektedir. Baküs ayakta ve Ceres’e ikramda bulunmakta Cupid ise meyve sepeti ile bu ikrama destek olmaktadır. Baküs’ün bakışları direk Ceres üzerindedir. Ancak, Ceres memnun ama hafif kaygılı bir ifadeyle yüzünü bize dönmüştür. Cupid ise sahne dışına taşan bakışlarla ve hatta yukarıya doğru bakarak sahnenin çok da istekli bir katılımcısı olmadığı ifadesini oluşturmaktadır. Rönesans’tan Barok döneme doğru geçişi tanımlayan maniyerizme uygun olarak, araka plan renkleri koyulaşmış ve figürler üzerinde ışığın güçlendirilmiş olduğunu gözlemleriz. Bu eserin kanvas tablosunu sat

Fernand Leger yaşamı ve eserleri (1881 – 1955)

Resim
Fernand Leger Fransız kübist ressam, heykeltraş ve film yapımcısı. Sanatçı 1881’de Fransa Argentan’da doğdu. On altı yaşında Caen’da, daha sonra 1897-1902 yılları arasında Paris’te bir mimarlık bürosunda çalıştı. Cézanne‘ın yapıtlarını inceleme fırsatını buldu. Bu arada Apollinaire, Reverdy, Max Jacob ve Cendrars gibi ozanlarla tanıştı. 1909-1910 yılları arasında Ormanda Çıplaklar adlı tablosunu yaptı; bu büyük boyutlu tuval, ressamın Cézanne’dan esinlendiğini yansıtmakla birlikte onun “mimar” yanını da gözler önüne sermektedir. Léger, Braque ve Picasso‘yla tanıştıktan (1910) sonra Tütün İçenler (1911), Düğün (1911-1912), Mavili Kadın (1912) gibi, kübizmin estetik anlayışına uygun, ama gerçeklikle aralarındaki bağın, Braque ve Picasso’nun aynı dönemdeki tuvallerinden çok daha dolaysız olduğu yapıtlar verdi. 1913’te Biçim Karşıtlıkları adlı bir dizi tablo yaptı. Her biri son derece ilgi çekici birer inceleme sayılabilecek olan bu tuvaller aracılığıyla sanatçının silindir, kare