Görme Sanatı ve resimden anlamak
Görme Sanatı ve resimden anlamak
Bir sanat eserinden duyduğumuz hazlanma derecesi, görme konusundaki kabiliyetimizin işaretidir. Görsel alışkanlığımız arttıkça, sanatçının yarattığı görsel biçimden duyduğumuz zevk de o nisbette büyür. Bununla beraber, bu zevki, sanatçının ifade ettiği düşüncenin bizdeki tepkisiyle karıştırmamalıdır. Savaşın yıkıcılığına karşı olan bir yağlıboya resim, aynı şeyleri hissettiğimizden, bizde de şikayet duygusu uyandırır, yahut, belirli bir manzaranın resmi, bizde çocukluk çevremize ait düşünceleri çağrıştırır.
Garip bir heykel bile sevilen bir roman veya tarih kahramanını canlandırdığı için pekala hoşumuza gidebilir.
Bu gibi zihin uyarılmalarının bir sanat eseri karşısındaki tepkimizde tabii bir payı vardır. Bununla beraber, aldığımız zevkin, sanatçıdaki düşünceye giydirilmiş biçim yapısı dışında, sırf o fikre karşı kişisel bir tepkiden ibaret olup olmadığını ayırd edebilecek yeterlikte dürüst ve uyanık olmalıyız. Böyle tepkiler görsel alışkanlığımızdan gelmez, fakat değişik konularda, önceden edinilmiş kavramlardan ileri gelir.
Bir sanat eserindeki fikirden aldığımız uyarı, bu kavramlarla şartlıdır. İfade edilen kavram bizimkine benziyorsa zevk duyarız. Bizdeki kavramla çatışıyorsa zevk duymayız, ya da başka bir kavram meydana getirmek, eskilerden birini değiştirmek için bu duyuma alışabiliriz. Ama konunun formu ne olursa olsun bu tarz tepki aynı kalır. Sanat eserinin resim, opera, senrom ya da roman oluşu arasında bir fark yoktur.
Eğer eşyanın kendisine mahsus biçimine dayanan bu ek uyarıya alışkın değilsek, her sanat dalının öznel ifade niteliğine de yabancı kalırız. Bir kimsenin fikirlerini resimle, bir başkasının, şiirle veya müzikle ifade ederken ne yaptığını takdir edemeyiz. Görmesini öğrenmemişsek sanatçının dehasını ve estetik tecrübenin kaynağını teşkil eden fikir-görsel biçim kaynaşması, bizim için mevcut olmayacaktır.
Resim 1, Mısır İşi Cam Vazo, MÖ 1500 – 2000 |
Sanatçı, nasıl görmek gerektiğini öğrenmede çizgi veya renk gibi elemanların, görsel alışkanlığımız için yararlı özelliklerini kabul etmiştir. Fikirlerinin ifadesinde tabii ve zaruri olarak kullandığı bu elemanların tesirine karşı da o nisbette duyarlı davranmıştır. Görme usulünden nasibimizi alabilmek için, bizim de o elemanları tanımamız gerekir.
Görme usulü hakkında fikir edinmeğe şu Mısır vazosu (resim: 1) gibi bir nesneyle karşılaşıldığı zaman gözümüzün yaptığı hareketi takib etmekle başlayabiliriz. Bu vazoyu incelerken süsleme olarak üzerine yapılmış çizgilerin en önce gözümüzü çektiğini anlarız.
Bu süslemeler üzerinde durduğu sırada gözümüzün yaptığı işi, süsleme çizgilerini takib ediyor diye niteleriz. Bu çizgiler, gözümüze, şu anda basılı resimdeki çizgilerin takib ettiği hareketi yaptırır görünmektedir. Böylece sanatçı, çizgiyle resim yaptığı zaman, gözümüzün takibedeceği bir iz meydana getirmiş olur.
Yorumlar